Son güncelleme 18 Eylül 2024 - 10:09
21 May 2020 Köşe Yazarları, Manşet, Refik Rıza EKİCİ, Sürmanşet 7
Sevgili Okurlarım
Hepimizin hayalleri vardır gerçekleştirmek istediğimiz
Şimdi,kendi nefsinizde şu soruları cevaplamanızı rica ediyorum.
-Daha iyi ve konforlu bir evde oturmak ister misiniz?
-Bir otomobiliniz olsun ister misiniz?
-Otomobiliniz varsa bile daha yeni güçlü ve daha konforlusunu ister misiniz?
-Çocuklarınızın en iyi okullarda eğitim almasını ister misiniz?
-İşinizi büyütmek yada daha çok kazanacağınız bir işte çalışmak ister misiniz?
Sayısını çoğaltabileceğimiz bu ve benzeri sorulara cevaplarınızı duyar gibiyim
Tabii ki EVET
Peki;
Neden yapmıyorsunuz yada yapamıyorsunuz? Sorusuna da;
İmkan ve güç meselesi,ekonomik şartlar dediğinizi duyar gibiyim.
Bu soruların her biri üzerinde derin sosyo-psikolojik ve ekonomik analizler yapsanız da sonuçta cevaplar;
Yine;
Evet isterim,ama;
İmkan ve güç meselesi,ekonomik şartlar şeklinde olacaktır.
Peki;
Bizler yaşam süremiz içerisinde çok çaba göstermemize rağmen hayallerimizin tamamını gerçekleştiremedik diye hezimete mi uğramış oluyoruz?
Bunun cevabını da ben vereyim ASLA.
İşte insanların olduğu gibi devletlerinde hayalleri vardır.
Bu hayallerin devlet jargonundaki adı;
STRATEJİK HEDEFLERDİR.
Bunun için devletler planlar programlar yapar ancak bu hedeflerin tamamını gerçekleştirebilir mi?
Hayır;
Neden;
Etken sebepler şahsi sebeplerimizle neredeyse aynı;
İmkan ve güç meselesi,ekonomik şartlar,uluslar arası reel politik şartlar stratejik hedeflerin gerçekleşmesinde birinci derecede etkendir.
Çünkü;
Dünyada yalnız yaşamıyorsunuz,başka devletlerinde hayalleri yani stratejik hedefleri var.
Hedefleriniz çakıştığında devletler diplomaside ‘’KAZAN-KAZAN’’ prensibine yönelirler.
Başka bir deyişle ‘ne kazanırsam kardır’ mantığı devreye girer ki zaten başka türlüsünün de tercih edilmiş dünyada bir örneği yoktur.
Şimdi;
Hepimizin yaşayarak şahit olduğumuz çok yakın tarihimizden bir örnek vereyim.
Suriye sınırımızda başta ABD olmak üzere neredeyse tüm dünyanın desteklediği terör örgütü PYD-PKK ve tüm destekçilerine karşı yapmış olduğumuz harekatı hepimiz hatırlıyoruz.(Kurtuluş savaşında da biz sadece Yunanı denize dökmedik beraberinde İngilizleri,Fransızları ve İtalyaları da denize döktük. küçümseyenlere ithaf olunur)
Bu harekat sonunda stratejik hedeflerimizin tamamına ulaşabildik mi ? HAYIR
Kimlerle masaya oturduk;
Amerika
Rusya
İngiltere
Fransa
Almanya
İran
İran hariç hepsi dünyanın en güçlü devletleri
Neden istediğimizin tamamını alamadık ?
Uluslar arası reel politik şartlar
Asgari ihtiyacımız olan hedeflerimizi yakalayabildik mi?
EVET
Şimdi hedeflerimizin tamamına ulaşamadık diye buna HEZİMET mi dememiz gerekiyor ?
HAYIR
Akıl ve vicdan sahibi olan herkes en azından şehitlerimize hürmeten bunun önemli bir BAŞARI olduğunu bilir.
Hayatımızın ve devletlerin hayatının akışı içerisindeki bu kısa özetten sonra ;
Gelelim Birinci Dünya Harbine
Yıl 1914
Balkan savaşından önce 2.500.000 km2 olan topraklarımız Balkan savaşı ve ardından 1 nci Dünya Savaşı ile bir bir elimizden çıkmaya başladı.Nihayet Sevr Anlaşmasıyla ( Sevr Anlaşması hukuki geçerliliği olmayan Sultan Konseyi tarafından onaylanmıştır ) devletimizin son kalesi olan Anadolu da ki topraklarımız da fiilen işgal edildi ve vatan topraklarından elimizde;
Sadece 350.000 KM2 vatan toprağı kaldı.
İşte; bir Halk Hareketi olan Milli Mücadele de tam da bu noktada başladı.
O gün dünyanın en güçlü devletlerine karşı uzun yıllar yürütülen fiili ve diplomatik savaşlar sonunda;
430.000 km2 toprak kazanımıyla( Hatay dahil) bugünkü 780.000 km2 vatan toprakları Lozan da tüm dünyaya tescil ettirilerek bağımsız bir devletin tapusu alınmıştır.
Bugün bazı kesimlerin diline pelesenk olan bir kısım Eğe Adaları ile Musul-Kerkük-Süleymaniye Sancakları Stratejik hedefimiz olan Misak-ı Milli sınırları içerisindeydi ancak bunların bir kısmını geri alamadık.
Bunun için çok çetin diplomatik mücadeleler verildi.
Hatta; Lozan heyetimizin başkanı İsmet İnönü Atatürk’e çektiği bir telgrafta söyle diyor;
‘’Geldiğimde beni saçları beyazlamış ve on yıl ihtiyarlamış olarak göreceksiniz’’.
Ancak askeri ve ekonomik gücümüz ve uluslar arası reel politik şartlar ne yazık ki buna imkan vermedi.
Ama en azından adaların silahsızlandırılması sağlandı ve Musul-Kerkük petrollerinden pay alındı. (Bugün adalar silah deposu gibi acaba yine bunlar mı suçlu !!!)
Çoluk çocuğunun her türlü ihtiyacını karşıladığı halde,onları müstakil havuzlu villada yaşatma hayalini gerçekleştiremedi diye bir baba ya da anneyi suçlamak akla ve vicdana sığar mı?
İşte Lozan da; havuzlu değilse bile müstakil bir villa dır. Başlangıçta belirlenen hedeflerin %90’ı elde edilmiş bir Zafer dir.
Bunun neresi hezimet?
Buna Hezimet demek hangi akla ve vicdana sığar?
Yirmi üç milyon kilometre kare Osmanlı Toprağı elden çıkmış acaba bunu da mı Atatürk yaptı?
Şahıslara düşmanlık yapacağım diye bu kutsal mücadele ye,sayısını bile tam bilemediğimiz Şehitlerimize kin ve düşmanlık anlamına gelen bu tutum ve söylemler;
Ne ahlakidir
Ne dinidir
Ne vicdanidir
Ne de insanidir
Son söz;
Lozan; o günkü güç dengeleri göz önüne alındığında gerçek bir ‘’ZAFER’’ dir
Devlet yönetmek klavye kahramanlığına benzemez.
Ramazan Bayramınızı tebrik ediyorum
Kalın sağlıcakla
Türkiye’nin acil esnaf reformuna ihtiyacı var Milliyetçi Sol Parti (MİLLİ SOL) Genel Başkanı gazeteci Hüseyin Alpay, Türkiye Esnaf ve Sanatkârları […]
“Eskişehir gazeteleri 07.12.2015 tarihinde şu başlıkla çıkmıştı: Eskişehir Valisi Sayın Güngör Azim TUNA İhtiyaç Sahiplerine Yardım Eden Tülomsaş emeklisi […]
Gergerlioğlu, Kocaeli’nin tüm sorunlarını titizlikle inceliyor DEM PARTİ Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında Kocaeli’nin sorunlarını […]
Prof. Dr. Ata Atun Dizi ve film Platformu Netflix, senaryonun içeriğini araştırmadan belli ki Yunan ve Rum propagandasına alet […]
Polonya Cumhurbaşkanı Andrzej Duda, şehitlerini anma yıl dönümü töreninde, yine, 2. Dünya Savaşı’ndaki (1 Eylül 1939) Nazi Almanya’sının ülkesini işgali […]
Türkiye OECD ülkeleri arasında haftada en az bir kez parası olmadığı için yemek yiyemeyen öğrenci oranının en yüksek olduğu ülke […]
İnegöl’de çok daha riskli bölgeler öylece dururken, Devlet Hastanesi karşısındaki merkezi bölgedeki konutların bulunduğu alanın apar topar kentsel dönüşüm uygulama […]
İYİ Parti Bursa Milletvekili Selçuk Türkoğlu, inşaat çalışmaları tamamen duran Ali Osman Sönmez Çekirge Devlet Hastanesi sorununu Meclis gündemine taşıdı. […]
Ağustos’taki Vatan Hilmi Özden Ağustos ayı; şanlı tarihimize zaferler ayı olarak geçmiştir. Müslüman Türk Milleti 26 Ağustos 1071 yılında Malazgirt […]
Niyet başka akıbet başka! Prof. Dr. Ata Atun Yunanları ve Rumları, aile yapıları, kültürleri, inanışları, eğitimleri, mizahları, kafa yapıları, […]
29 Nis 2024 0
Uluslarararası Strateji Uzmanı Başkanı Şener Mengene,...17 Nis 2024 0
Eylül Aşkın Türkiye Haber Portalı’nda hazırlayıp...07 Kas 2021 0
AK Parti Denizli Milletvekili, TBMM Plan ve...10 Ara 2020 0
Cumhurbaşkanı Tatar: “Türkiye’nin güçlü...05 Ara 2020 0
—-Birinci Bölümün DEVAMI—-...01 Eyl 2024 0
Türkiye OECD ülkeleri arasında haftada en az bir kez parası olmadığı için yemek yiyemeyen öğrenci oranının en yüksek olduğu ülke […]
Bugün bu topraklarda özgür yaşıyorsak Atatürk ve silah arkadaşlarının sayesindedir kim inkar ediyorsa başka devlet çıkarlarına çalışıyordur. Harika bir yazı tebrikler, kurban bayramımız kutlu olsun selamlar saygılar
Türkiye’nin Tam Bağımsız TEK Gazetesinin, Tam Bağımsız yazarları ile buluşmanın keyfini yaşayan yüce Türk Milletini saygı ve sevgilerimle selamlıyorum. Can alıcı, iç açıcı, uyandırıcı yazılar, stratejik hamleler ve önerileri bulabileceğiniz bu gazetenin en kıymetlilerine sahip çıkmanız ( sadece okumanız) bizim için yeterli, sizin için ilk adım olacaktır. Konuşan, konuşulan, Konuşturan, düşündüren yazı, bilgi, birikim, donanım ve aktarım konusunda ki tecrübeleri kıymetli okurlarımıza aktarmanın onurunu bir kez daha yaşatan bu makalenin kıymetli yazarı Refik Rıza Ekici Beyefendiye sonsuz şükranlarımı, teşekkürlerimi sunuyorum. Kaleminize ve yüreğinize sağlık. Değerli zamanınızdan ayırıp, okurlarımızla buluşmanın, onlar konuşmanın ayrıcalığını bir okurunuz olarak tekrar yaşadım. Var olun. Saygı, selam ve hürmetlerimle. Umuyorum, daha güzel bir ülkenin, yaşanabilir bir dünyanın oluşumu için tohum olma özelliği taşıyan bu yazıların devamı gelir.. Yusuf Ünel
şu güzel ülkemin toprakları ne kadar zor kazanilmis şimdi karış karış satıldı.Atatürk e borçlu olduğumuz şu günlerin kıymetini bilmeliyiz.kaleminize sağlık
O kadar basit herkesin anlayacağı sadelikte gerçekleri tarafsızca anlatmışsınki konuyu en iyi bilenlerin bile yararlanacağı bir yazı olmuş teşekkürler…
İNSAN A HEDİYE OLARAK VERİLİ HAYATIN EN STRATEJİK PLANLAMASI YİNE VERİLİ OLAN VİCDANLARIMIZI UYANDIRMAK OLMALIDIR YADA EN AZINDAN VİCDANINI UYANDIRMIŞ İNSANLARIN PEŞİNDEN GİTMEK VE ONLARLA DOSTLUĞU TERCİH ETMEKTİR.
PEKİ VİCDANI UYANMIŞ İNSANI NASIL TANIRIZ?
CEVAP ÇOK BASİT; O İNSANIN DİĞER BİR İNSANA ÖĞRETTİĞİNDEN BİR TEŞEKKÜR DAHİ MENFAATİ OLMAMASI O İNSANIN VİCDANIN UYANMIŞ VE KENDİSİNDEN EMİN OLUNAN GÜVENİLEN İNSAN OLMASIDIR TIPKI MUSTAFA KEMAL ATATÜRK GİBİ..
Refik bey kardeşim
Sayfalarca anlatılacak konuları kısa ve öz bir şekilde kaleme almışsınız bilgiler için teşekkür ederim heyecanla bir sonraki yazıyı bekliyoruz
Herkese hayırlı bayramlar
Komutanım yazılarınızı zevkle ve ilgiyle okudum ellerinize sağlık