Son güncelleme 16 Eylül 2024 - 13:55
19 Nis 2018 Haluk DURAL, Köşe Yazarları, Politika, Sürmanşet 0
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 17 Nisan 2018 Salı günü patisinin gurup toplantısında
yaptığı konuşmada “Türkiye’nin seçim için 3 Kasım 2019’u beklemesi mümkün değildir”
diyerek “erken seçim” istemiştir. Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimlerinin aynı gün
yapılması gerektiğini söyleyen Bahçeli seçim için 26 Ağustos 2018 gününü işaret ederek “26
Ağustos 2018 Türk milletinin yeni bir zafer ruhuyla sandığa gidip hem Cumhurbaşkanı hem
milletvekili seçimini yapması en makul yoldur.” demiştir. Bahçeli’nin hamaset yüklü
konuşmasında erken seçim talebini dayandırdığı gerekçeleri özetler ve sorgularsak;
– Cumhurbaşkanlığı Sistemi henüz tam devreye girmedi. Türkiye’nin 3 Kasım 2019’a
kadar dayanması kolay değildir. 3 Kasım 2019’a kadar ulaşmak her dakika
zorlaşmaktadır.
o Türkiye’nin 3 Kasım 2019’a kadar dayanmasının zor olduğu “şey” nedir?
o 3 Kasım 2019’a kadar ulaşmak her dakika neden zorlaşmaktadır? Bu tarihe
ulaşmakta kim, neden zorlanacaktır. Kastedilen Türkiye ise Türkiye 3 Kasım
2019’a ulaşamayacak mıdır? Türkiye’ye ne olacaktır? Olacak olan “şeyi”
önleyecek olan erken seçim midir? Nasıl önleyecektir?
– Partimiz (MHP) mahalli idareler seçimleri hariç geçerli olan Cumhur İttifakı vardır.
Türkiye’nin bekası açısından Cumhur ittifakının korunması elzemdir.
o Anlaşılan Cumhur ittifakı (AKP+MHP) Türkiye’nin bekasını (sonsuz
devamlılığını) korumak için gerekliyse, Cumhur ittifakı dışında kalan partiler
Türkiye’yi bölmek mi istemektedirler? Eğer böyle bir parti varsa Cumhur ittifakı
bu parti için neden suç duyurusu yapmamıştır?
– Türkiye’nin ABD, Fransa, İngiltere ile ilgili kurulan ilişkiler değişime uğramıştır.
Ülkemizin cumhurbaşkanlığı sistemine acilen geçmesi acil bir hal almıştır.
o ABD, Fransa, İngiltere ile olan ilişkileri kim değişime uğratmıştır? İktidar sahibi
AKP ve onu destekleyen MHP gibi “Eyy Amerika, eyy Fransa” diye bağıranlar
mı bu ilişkileri değişime uğratmıştır, yoksa Cumhur ittifakı dışındaki partiler mi?
o Cumhurbaşkanlığı sistemine acilen geçilince bu ilişkileri kim, nasıl
düzeltecektir?
– 31 Mart Mahalli idareler seçiminden sonra neyle muhatap kalacağı belli değildir.
Mahalli idareler seçimlerindeki kutuplaşmaların 3 Kasım’a nasıl yansıyacağı az çok
malumunuzdur.
o 31 Mart mahalli idareler seçiminde Cumhur ittifakı partilerinin pekçok
belediyeyi kaybetmesi ihtimali oldukça yüksektir. Bunun “malum” olan sonucu
ise Cumhur ittifakının cumhurbaşkanlığını ve Mecliste çoğunluğu
kaybedeceğidir.
– Bu riski kaynağında kesmek başlıca amacımızdır. Önümüzde 2 seçim vardır. Ya
normal tarihi beklenecek. Ya da Milli mecburiyet ve ortaya çıkan meşru gerekçelerden
dolayı seçimler erkene çek
o Sayın Bahçeli’nin risk olarak gördüğü husus Cumhur ittifakının yerel seçimleri
kaybetmesi ve takiben cumhurbaşkanlığı ve genel seçimleri kaybedeceklerinin
artık kesin olduğunu anlamalarıdır. Bu nedenle erken seçim istemektedir.
Bugün 18.04.2018 Çarşamba saat öğlenden sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Bahçeli
arasında yapılan ikili görüşme sonrasında ise erken seçimlerin 24 Haziran 2018 günü
yapılmasına karar verildiği açıklanmıştır. Cumhurbaşkanı tarafından yapılan açıklamada erken
seçimin gerekçesi “Cumhurbaşkanı ile hükümetin uyumu sayesinde sorun yaşanmıyor gibi
görünse de eski sistemin hastalıkları devam etmektedir. Hükümetimiz ve partimizin tavrı 2019
Kasım seçimlerine kadar dişimizi sıkmaktan yanaydı. Ancak Suriye ve Irak merkezli yaşanan
tarihi önemdeki hadiseler yeni yönetim sistemine geçiş giderek aciliyet kesbetmeye
başlamıştır. Türkiye’nin belirsizlikleri bir an önce aşması gerekmektedir. Yeni yönetim
sistemine geçiş giderek aciliyet göstermektedir.” olarak açıklanmıştır. Bu açıklamada
sorgulanması gereken iki somut neden sıralanmıştır:
– Cumhurbaşkanı tarafından yapılan açıklamada erken seçimin gerekçesi
“Cumhurbaşkanı ile hükümetin uyumu sayesinde sorun yaşanmıyor gibi görünse de
eski sistemin hastalıkları devam etmektedir.
o Eski sistemin devam eden hastalıkları nelerdir?
o 16 yıldır tek parti (AKP) iktidarı vardır. Bu çoğunluk iktidarı ile her istenen
kanun, çıkartılmakta, OHAL Kararnameleriyle anayasaya aykırı olarak her türlü
yasal düzenleme yapılmaktayken, var olduğu söylenen “Sistemin devam eden
hastalıkları”nı düzeltmenin önünde hiçbir yasal engel olmadığı halde bu
hastalıkları neden düzeltmemektedir?
– Ancak Suriye ve Irak merkezli yaşanan tarihi önemdeki hadiseler yeni yönetim
sistemine geçiş giderek aciliyet kesbetmeye başlamıştır. Türkiye’nin belirsizlikleri bir
an önce aşması gerekmektedir.
o Suriye ve Irak merkezli yaşanan tarihi önemdeki hadiselerle yeni yönetim
sistemine geçişin ne alâkası vardır?
o Fırat Kalkanı, Zeytindalı Harekâtı yaparken size herhangi bir engel mi
çıkmıştır? Tam tersine Afrin harekâtına milletin %95’i ve HDP hariç, tüm siyasi
partiler tam destek vermiştir. Suriye ve Irak ile ilgili planlarınıza karşı çıkan mı
vardır?
Seçimleri kaybetme korkusu
Çok fazla övünülen % 7,4’lük 2017 ekonomik büyüme rakamına karşılık makro ekonomik
göstergeler oldukça olumsuz seyretmektedir. 2012 yılında 152,46 milyar dolar olan ihracat
2017’de küçük bir artışla ancak 157,00 milyar dolar olmuş, dış ticaret açığı ise aynı yıllarda
84,08 milyar dolardan, ithalatın azalması nedeniyle 76,79 milyar dolara olmuştur.
Borsadan yabancıların çıkışı artmış, dolayısıyla yurt dışına döviz çıkışı başlamıştır. Buna bazı
büyük sermaye sahiplerinin varlıklarını yurt dışına aktarmaları ve yüksek faizli de olsa (politik
risk arttığı gerekçesiyle) dış kredi girişi, sıcak para girişleri azalmıştır. 2018 yılı içinde
ödenmesi gereken dış borç 103 milyar dolar olup, dış borç stoku toplam 438 milyar dolara
yükselmiştir.
Dövizdeki sıkıntı yüzünden kurlar hızla yükselmiş, dolar 4,–TL’nin üzerine çıkmıştır. Bu durum
enerji fiyatlarına yansımış, benzin 6,–TL’nin üzerine çıkmıştır. Bu durumda enflasyonu ve
banka faizlerini aşağıya çekmek mümkün olmayacaktır.
Bu gelişmeler, esnafların ve çiftçilerin işlerini kapatmalarına, kaçınılmaz sonuç olarak işsizliğin
artışını hızlandıracaktır. Hane halkı gelirleri sabit kalmakta ve hâtta artan enflasyon karşısında
erimekte, bireysel borçlanma artmaktadır.
Hükümet kaynak ihtiyacını karşılamak için artık yeraltı sularını, ormanları satmaya başlamıştır.
Ekonomik dengelerdeki bu bozulma Eylül ayından sonra büyük olasılıkla krize evrilecektir.
Bu tür bir ekonomik tablo, Bülent Ecevit başkanlığındaki 57. Hükümetin ekonomik
başarısızlığının krize dönmesi nedeniyle 3 Kasım 2002 seçimlerinde koalisyon partilerini siyasi
hayattan silmiş, hüsrana uğrattıkları seçmenleri AKP’yi iktidara taşımıştır.
AKP 16 yıllık mutlak tek parti iktidarı sürecinde uyguladıkları yanlış dış politika yüzünden
ülkemizi tüm komşularıyla kavgalı hale getirmiş, dünyada yalnızlaştırmış, içerde ise toplumu
ikiye bölüp, büyük bir ekonomik darboğaza sürüklemiştir.
Toplumu ikiye bölmüş olsalar bile ekonomik krizden en büyük zararı, çeşitli maddi yardımlarla
geçinen 20 milyon dolayındaki AKP seçmeni görecektir. Yardımlar azalacak, işsizlik çığ gibi
artacak, AKP’nin seçmen tabanını oluşturan toplumun en düşük gelir seviyeli kesimini artık
dinî söylemlerle elde tutmak mümkün olmayacaktır.
Bu ekonomik sorun, 2002’de iktidara taşıdığı AKP’yi iktidardan götürecektir. Eğer seçimler
Mart ve Kasım 2019’da yani zamanında yapılırsa, AKP ve MHP iktidara ve Meclise veda
edeceklerdir.
Hukuki durum
Halk oylaması ile 16 Nisan 2017’de kabul edilen 6771 sayılı Anayasa Değişiklik Kanununun
17. Maddesi ile 2709 sayılı 1982 Anayasasına Geçici 21-A maddesi eklenmiştir. Buna göre:
“GEÇİCİ MADDE 21-A) Türkiye Büyük Millet Meclisinin 27nci yasama Dönemi milletvekili
genel seçimi ve Cumhurbaşkanlığı seçimi 3/11/2019 tarihinde birlikte yapılır.
Seçimin yapılacağı tarihe kadar Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri ve Cumhurbaşkanının
görevi devam eder. Meclisin seçim kararı alması halinde 27nci yasama Dönemi milletvekili
genel seçimi ve Cumhurbaşkanlığı seçimi birlikte yapılır.”
Bu anayasa hükmü gereğince, öncelikle Meclise erken seçim kararı alınması hakkında bir
kanun teklifi verilmesi (ki bugün hemen verildi) ve kabul edilmesi gerekir.
Sonraki aşamada, anayasa değişikliği için kanun verilmesi, usule göre Anayasa komisyonunda
görüşülmesi, kabul edilip, genel kurula sunulması ve oylanması gerekir. Anayasa değişikliği
oylamasında eğer sadece Cumhur ittifakı kabul oyu kullanırsa toplam oy 316+36 = 352 olup,
367’yi geçemeyeceği için değişiklik kanunu halk oylamasına sunulur.
Parti Adı Üye
Sayısı
Adalet ve Kalkınma Partisi 316
Cumhuriyet Halk Partisi 131
Halkların Demokratik Partisi 50
Milliyetçi Hareket Partisi 36
İyi Parti 5
Bağımsız Milletvekili 1
Toplam 539
Bu durumda, Anayasa değişiklik kanunu kabul edilip, Resmi Gazete’de yayınlandıktan sonra
yürürlüğe girer. Halk oylaması için bir propaganda döneminin ne olacağı (16 Nisan 2017
referandumu için bu süre 60 gün idi) 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen
Kütükleri hakkındaki kanunda propaganda süresi ile hükümlerinde değişiklik yapan bir
kanunla belirlenmelidir.
Ancak, 1982 Anayasası’na eklenen 21-A Geçici maddesinde herne kadar milletvekili ve
cumhurbaşkanlığı seçimlerinin 3.11.2019 tarihinde yapılacağı yazıyorsa da, aynı geçici
maddenin (H) bendinde;
“H) Anayasanın 67nci maddesinin son fıkrası hükmü, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten
sonra birlikte yapılacak ilk milletvekili genel seçimi ile Cumhurbaşkanlığı seçimi bakımından
uygulanmaz.” denmektedir.
Sonuç
1982 Anayasasının 67nci maddesinin son fıkrası ise “Seçim kanunlarında yapılan değişiklikler,
yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir yıl içinde yapılacak seçimlerde uygulanmaz.” şeklinde
olup bu fıkra yukarıdaki (H) maddesine göre 24 Haziran 2018 tarihinde yapılmasına karar
verilen seçimlerde uygulanmayacaktır. Diğer bir deyişle erken seçim kararı için anayasa
değişikliğine ihtiyaç olmayacaktır.
16 Nisan 2017 anayasa değişiklik sürecinin, AKP kurmaylarınca iç ve dış politikada bir
tıkanıklıkla karşılaşılması ihtimalinin ortaya çıkması durumunda başvurulacak “erken seçim”
yapılmasının önünde herhangi bir hukuki engelle karşılaşmamak için gayet bilinçli bir şekilde
hazırlandığı görülmektedir.
Eğer erken seçim Cumhur İttifakı lehine gerçekleşirse, tam bir “tek adam” rejimi kurulacaktır.
Muhalefet partileri hızla ve derhal;
– CHP, DSP ve diğer Meclis dışı sol partilerle ittifak yapmalıdırlar.
– İYİ Parti, Saadet Partisi ve Demokrat Parti ittifak yapmalıdırlar.
– Eğer YSK, İYİ Partinin seçime girme yeterliliği olmadığını açıklarsa, İYİ Parti kadroları
DP içinden aday olmalıdırlar.
– CHP, İYİ Parti ve Saadet Partisi kendi cumhurbaşkanı adaylarını birlikte ve
mutabakatla tesbit etmeli, 2nci tura kalınması durumunda, bu üç adaydan en çok oy
alanı destekleyeceklerini kendi seçmen tabanlarına ortaklaşa açıklamalıdırlar.
– Gerek İYİ Parti ve gerekse Saadet Partisi cumhurbaşkanı adayları için yüzbin imza
bulamayacaklarsa (zaten gereken yönetmelik ortada yoktur), CHP’den 20şer
milletvekili İYİ Parti ve Saadet Partisi cumhurbaşkanı adaylarını teklif etmelidirler.
– CHP ve İYİ Parti liderliğindeki ittifaklar her zaman ve zeminde ortak hareket
etmelidirler.
– HDP ittifaklar dışında yalnız bırakılarak, kendi cumhurbaşkanı adayını açıklaması
beklenmelidir.
– HDP seçmeni kendi adayına oy verse bile (ki bu biraz kuşkuludur) bir kısım oylarının
CHP’ye kayacağı, CHP’nin cumhurbaşkanı adayını desteklemeleri ihtimali yüksektir.
Türkiye’nin acil esnaf reformuna ihtiyacı var Milliyetçi Sol Parti (MİLLİ SOL) Genel Başkanı gazeteci Hüseyin Alpay, Türkiye Esnaf ve Sanatkârları […]
“Eskişehir gazeteleri 07.12.2015 tarihinde şu başlıkla çıkmıştı: Eskişehir Valisi Sayın Güngör Azim TUNA İhtiyaç Sahiplerine Yardım Eden Tülomsaş emeklisi […]
Gergerlioğlu, Kocaeli’nin tüm sorunlarını titizlikle inceliyor DEM PARTİ Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında Kocaeli’nin sorunlarını […]
Prof. Dr. Ata Atun Dizi ve film Platformu Netflix, senaryonun içeriğini araştırmadan belli ki Yunan ve Rum propagandasına alet […]
Polonya Cumhurbaşkanı Andrzej Duda, şehitlerini anma yıl dönümü töreninde, yine, 2. Dünya Savaşı’ndaki (1 Eylül 1939) Nazi Almanya’sının ülkesini işgali […]
Türkiye OECD ülkeleri arasında haftada en az bir kez parası olmadığı için yemek yiyemeyen öğrenci oranının en yüksek olduğu ülke […]
İnegöl’de çok daha riskli bölgeler öylece dururken, Devlet Hastanesi karşısındaki merkezi bölgedeki konutların bulunduğu alanın apar topar kentsel dönüşüm uygulama […]
İYİ Parti Bursa Milletvekili Selçuk Türkoğlu, inşaat çalışmaları tamamen duran Ali Osman Sönmez Çekirge Devlet Hastanesi sorununu Meclis gündemine taşıdı. […]
Ağustos’taki Vatan Hilmi Özden Ağustos ayı; şanlı tarihimize zaferler ayı olarak geçmiştir. Müslüman Türk Milleti 26 Ağustos 1071 yılında Malazgirt […]
Niyet başka akıbet başka! Prof. Dr. Ata Atun Yunanları ve Rumları, aile yapıları, kültürleri, inanışları, eğitimleri, mizahları, kafa yapıları, […]
29 Nis 2024 0
Uluslarararası Strateji Uzmanı Başkanı Şener Mengene,...17 Nis 2024 0
Eylül Aşkın Türkiye Haber Portalı’nda hazırlayıp...07 Kas 2021 0
AK Parti Denizli Milletvekili, TBMM Plan ve...10 Ara 2020 0
Cumhurbaşkanı Tatar: “Türkiye’nin güçlü...05 Ara 2020 0
—-Birinci Bölümün DEVAMI—-...01 Eyl 2024 0
Türkiye OECD ülkeleri arasında haftada en az bir kez parası olmadığı için yemek yiyemeyen öğrenci oranının en yüksek olduğu ülke […]