Son güncelleme 18 Eylül 2024 - 10:09
Günlerdir ülkenin en önemli gündem maddesi haline gelmiş bu dershaneler konusunda televizyonlarda programlar yaparak, gazetelerde sürekli gündemi meşgul eden manşetler atarak, yerli yersiz herkesin konuyu bir tarafa çekmeye çalıştığı bu ortamda, kimin haklı kimin haksız olduğunu anlamak artık zorlaşmıştır. Olayın mağdur tarafı kendi gerekçelerini ortaya koyarak bu bir insafsızlıktır, bu bir cinayettir diyor. Diğer tarafta eğitim ve öğretim meselesine çözüm bunma arayışında olan devlet yönetimi ise eğitimde reform zorunlu hale gelmiştir diyor. Çıkan bu kargaşa ortamının iki ucunda da bulunmayan zümre ne yapıyor, bu toplulukta kendi arasında ikiye ayrılıyor, bir kısmı bunu bir fırsat bilip bu olaylardan nasıl rant sağlarım düşüncesiyle var gücüyle bu kaos ortamını tetikleyip ateşin altını sürekli körüklemekle meşgulken, diğer grup ise bıyık altından pis pis gülüyor. Peki, bu grupların hiçbirinin içinde yer almayıp ta sadece bu kargaşa ortamının anlamsız olduğunu ve kimin ne amaç uğruna çırpındığını gözlemleyen bir topluluk yok mu? Tabi ki var, benimde içinde bulunduğum ve sayıları azımsanmayacak kadar çok olan bu topluluk yaşanan bu kargaşa ortamına kayıtsız kalmamaktadır, fakat bu gruplar gibi kendi idealleri için değil toplumun refah ve selameti için olayları gözlemleyerek kimin rant peşinde koştuğunu, kimin dini istismar ettiğini, kiminde egolarına yenik düştüğünü iyi analiz etmektedir. Bu bağlamda yeri ve zamanı geldiğinde herkese hak ettiği şey ile muamele yapıp, hesabını soracak kadar dirayetlidir.
“Biz hakkı üstün tutarız amma, kuvvetin de kıymetini biliriz. Çünkü hakkın emrindeki irade en şerefli kuvvettir.”
Bugün Ülkemizde dershanelerin eğitim ve öğretim sisteminin bu denli büyük bir parçası olması noktasına objektif bir biçimde baktığımızda, dershanelerin kapatılmasının bir çözüm olmayacağını anlamaktayız. Çünkü dershaneleri ortaya çıkaran ve neredeyse mecbur kılan şey, eğitim ve öğretim sisteminde ki sınav sistemidir. İlköğretim sonrası öğrenci kardeşlerimiz bir üst öğretim kurumuna seçme ve yerleştirilme noktasında dayatılan bu çarpık sistem ile üniversite kapılarına yaklaştıkça dershanelerin var oluş sebebini de ortaya çıkarmaktadır. Her yıl 1.800.000 öğrencinin sınavlara girdiği ve sadece 850.000 öğrencinin yerleşe bildiği bir yapılanmada tabi ki bir rekabet ortamı oluşacaktır. Bu yetersizlikler sonucu Yükseköğretim kurumları önünde ki yığılmalar, dershanelerin umut kapısı olma yolculuğunu ve vazgeçilmezliği, ortaya çıkaran ana faktördür. Eğitim ve öğretimin ana yapısındaki sorunlar düzeltilmedikçe de bu umuda yolculuk kayığı okyanuslara açılmaya devam edecektir. Şimdi eğitim ve öğretim hayatının içinde var olan bu sistemi dershanelere mecbur kılan eksikliklere birkaç örnekle bakacak olur isek,
*Ülkemizde ki okulların öğretmen açıkları ve sınıfların (dersliklerin) yetersizliği
*Eğitim ve öğretimde fırsat eşitliği üreten adaletsizlikler, Verimi düşüren kalabalık sınıf yapılandırması
*Tecrübeli ve nitelikli öğretmen dağılımının iyi yapılamaması ve yetersizliği
*Devlet okullarında zor şartlar altında görev yapan öğretmenlerin diğer kuruluşlarda çalışan personellere göre daha az teşvik edilmesi(…) olarak kabaca sıralayabiliriz.
Evet, sorunlar vardır ve bugüne kadar hızla büyüyüp, çoğalan dershanelerin okulların önüne geçmesini sağlayan ana sebep mevcut bu eğitim sistemidir. Ama bu yapılanma bir noktada öncelikle değişmesi gereken bir durum teşkil etmektedir. Bu işi sağlıklı ve kabul edilebilir bir hale getirmek ise, işin ehli olan insanların bir araya gelip çözüm üretmesini zorunlu hale getirmiştir. Bugüne kadar sistemin başına gelmiş hiçbir yönetim eğitim ve öğretim sistemi ile ilgi kalıcı, kayda değer bir reform yapmamıştır. Bu noktada çıkan sorunlarda kalıcı çözümler üretmek yerine kısa vadeli çözüm bulma politikası izlenmiştir. Ve sürekli değişen ve bir türlü kendine yön veremeyen bu çarpık eğitim sistemi ve mevcut uygulanan sınav sistemi, beraberinde dershaneleri eğitim sisteminin bir parçası haline dönüştürmüştür. Kanıt olarak ta sunula bilinecek en iyi teşhis bugün dershanelerin ve eğitim kurslarının okullardan daha çok önem kazandığıdır. Bu nedenle çarpık, içi çürümüş bir eğitim sisteminden, ve çökmüş sistemin rant kapısı olmuş dershanelerden kurtulmanın tek çözüm noktası, gerçek anlamda temelleri sağlam bir Eğitim Reformu yapmaktır.
Saygılar
Türkiye’nin acil esnaf reformuna ihtiyacı var Milliyetçi Sol Parti (MİLLİ SOL) Genel Başkanı gazeteci Hüseyin Alpay, Türkiye Esnaf ve Sanatkârları […]
“Eskişehir gazeteleri 07.12.2015 tarihinde şu başlıkla çıkmıştı: Eskişehir Valisi Sayın Güngör Azim TUNA İhtiyaç Sahiplerine Yardım Eden Tülomsaş emeklisi […]
Gergerlioğlu, Kocaeli’nin tüm sorunlarını titizlikle inceliyor DEM PARTİ Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında Kocaeli’nin sorunlarını […]
Prof. Dr. Ata Atun Dizi ve film Platformu Netflix, senaryonun içeriğini araştırmadan belli ki Yunan ve Rum propagandasına alet […]
Polonya Cumhurbaşkanı Andrzej Duda, şehitlerini anma yıl dönümü töreninde, yine, 2. Dünya Savaşı’ndaki (1 Eylül 1939) Nazi Almanya’sının ülkesini işgali […]
Türkiye OECD ülkeleri arasında haftada en az bir kez parası olmadığı için yemek yiyemeyen öğrenci oranının en yüksek olduğu ülke […]
İnegöl’de çok daha riskli bölgeler öylece dururken, Devlet Hastanesi karşısındaki merkezi bölgedeki konutların bulunduğu alanın apar topar kentsel dönüşüm uygulama […]
İYİ Parti Bursa Milletvekili Selçuk Türkoğlu, inşaat çalışmaları tamamen duran Ali Osman Sönmez Çekirge Devlet Hastanesi sorununu Meclis gündemine taşıdı. […]
Ağustos’taki Vatan Hilmi Özden Ağustos ayı; şanlı tarihimize zaferler ayı olarak geçmiştir. Müslüman Türk Milleti 26 Ağustos 1071 yılında Malazgirt […]
Niyet başka akıbet başka! Prof. Dr. Ata Atun Yunanları ve Rumları, aile yapıları, kültürleri, inanışları, eğitimleri, mizahları, kafa yapıları, […]
29 Nis 2024 0
Uluslarararası Strateji Uzmanı Başkanı Şener Mengene,...17 Nis 2024 0
Eylül Aşkın Türkiye Haber Portalı’nda hazırlayıp...07 Kas 2021 0
AK Parti Denizli Milletvekili, TBMM Plan ve...10 Ara 2020 0
Cumhurbaşkanı Tatar: “Türkiye’nin güçlü...05 Ara 2020 0
—-Birinci Bölümün DEVAMI—-...01 Eyl 2024 0
Türkiye OECD ülkeleri arasında haftada en az bir kez parası olmadığı için yemek yiyemeyen öğrenci oranının en yüksek olduğu ülke […]